Çiftlik Bank ve Aldatılmanın Psikolojisi

-
Aa
+
a
a
a

Doç. Dr. Devrim Dumludağ ile davranışçı iktisat bakış açısıyla Çiftlik Bank olayını ve Ponzi Piramidi'nden Saadet Zinciri'ne aldatılmanın psikolojisini konuştuk.
 

Açık Bilinç: 3 Nisan 2018
 

Açık Bilinç: 3 Nisan 2018

podcast servisi: iTunes / RSS

Yakın zamanda ortaya çıkan Çiftlik Bank sahtekârlığına ülkemizde 80 bin civarında kişinin toplam 500 milyon lira civarında para kaptırarak mağdur olduğu söyleniyor. Bu büyük dolandırıcılık binlerce insanı nasıl inandırdı, nasıl bu seviyeye kadar gelebildi?

Çiftlik Bank olayı, yapısal olarak, adını ABD'li sahtekar iş adamı Charles Ponzi'nin 1920'li yıllarda kurduğu bir sistemden alan ve Ponzi Piramiti diye bilinen bir dolandırıcılık yöntemiyle akraba.

Charles Ponzi, uluslararası posta kuponlarını satarak elde ettiği karları paylaştığı bir piramit sistemi kurmuştu. Fakat bu sistemin sürmesi için, bütün 'saadet zinciri' yapılarında olduğu gibi, sürekli olarak sisteme yeni katılan ve para yatıran 'yatırımcı'lara ihtiyaç vardı.

Ponzi Piramidi, tıpkı Çiftlik Bank olayında olduğu gibi, aslında ucu açık şekilde sürdürülemez bir sistem ve para akışı durduğunda sisteme en son katılanlar paralarını kaybetmeye mahkum.

Sistemin ekonomik olarak sürdürülemez olduğu, zamanın medyası ve Massachusetts eyaleti yetkililerinin çabalarıyla ortaya çıkartıldığında, Charles Ponzi 'yatırımcılarını' yaklaşık olarak 20 milyon dolar (bugünün parasıyla 250 milyon dolara yakın) dolandırmış olarak hapse girmişti.

Peki, Charles Ponzi binlerce insanı bu dolandırıcılık sistemine girmeye nasıl ikna etti? Son yüzyılda ortaya çıkan başka benzer sahtekarlıklarda insanlar başlarına gelecek olanı nasıl göremediler? Çiftlik Bank mağdurları, nasıl bir psikolojiyle tuzağa düştüler?

İnsanların para konusunda aldıkları kararların psikolojik ve nörobilimsel altyapısını inceleyen, çokdisiplinli ve nispeten yeni bir alan var: 'Davranışçı İktisat'. Biz de Çiftlik Bank dolandırıcılığını, davranışçı iktisat bakış açısıyla ele alacağız.

Davranışçı İktisat araştırmacıları arasında, Psikoloji alanından Daniel Kahneman, Yapay Zeka'nin kurucularından Herbert Simon, ve 2017 Ekonomi Nobel ödülünü kazanan Richard Thaler gibi önemli isimler var.

Açık Bilinç'in geçmiş programlarından birinde, Nature dergisinde "paylaşımcılık-tamahkârlık" üzerine yayımlanmış ilginç bir çalışmayı aktarırken, Kahneman'ın çalışmalarına da değinmiştik: Paylaşımcılık mı Tamahkârlık mı?

Davranışçı İktisat, yaygın görüşün aksine, parayla ilgili kararlar verirken insanın bir "mükemmel rasyonel özne" olmadığını, akla ve mantığa aykırı adımlar atabildiğini öngörerek, bu tür irrasyonel finansal davranışların kökenlerini inceliyor.

Davranışçı İktisat üzerine Türkçe bir kaynak için, konuğumuz ‪Devrim Dumludağ'ın derlemiş olduğu İktisatta Davranışsal Yaklaşımlar başlıklı kitaba bakılabilir.

Açık Bilinç'in ilk yılında, davranışçı iktisat ve psikoloji araştırmaları çerçevesinde, finansal paylaşım ve hakkaniyet psikolojisine ışık tutan "ultimatom oyunu"ndan iki program boyunca söz etmiştik:

4 Aralık 2012 tarihli Açık Bilinç programı.

11 Aralık 2012 tarihli Açık Bilinç programı.

Binlerce kişi, dolandırıcılık ihtimali bazılarımıza çok bariz gözüken Çiftlik Bank zincirine neden girdi? Para hırsı mı, finansal bilgisizlik mi, doğrudan akılsızlık mı? Konuğumuz Devrim Dumludağ, bu soruları iki yazıda ele alıyor:

Bir insan saadet zincirine neden girer?

Saadet Zincirleri: Kolay para hırsı mı? Salt bilgisizlik mi?

Kısacası, Çiftlik Bank dolandırıcılığını yalnızca bireysel para hırsı veya akılsızlıkla tek boyutlu olarak açıklamak, yüzeysel kalmaya mahkum. Üstelik bu geniş katılımlı dolandırıcık olayında, daha genel bir toplumsal anlayışa da ışık tutacak unsurlar var.

Çiftlik Bank'ı cazip kılan unsurlardan birisi, bir çiftlik üretim modeliyle bir bankanın, hukuksal olarak yalnızca göstermelik bir bağlantıları olmasına rağmen, birbirlerini besleyerek para kazandıran yekpare bir birimmiş gibi sunulmuş olması olabilir.

Mağdur 'yatırımcı'ların davranışlarını anlamak için, bireysel kararları etkileyen kitle psikolojisi ve yanlış bir güven duygusu yaratan devlet desteği algısını da göz önüne alan, çok unsurlu ve katmanlı bir açıklamaya ihtiyaç var.
Bu bağlamda, Çiftlik Bank olayına aldatılan mağdurların gözünden bakmamızı sağlayan ‪şu söyleşi, konuya ilişkin pek çok aydınlatıcı nokta içeriyor:

Çiftlik Bank mağdurları anlatıyor.

Dişinden tırnağından arttırdığı, hatta evini satarak, krediyle borçlanarak edindiği paraları böyle bir sahtekarlığa kaptıran neredeyse 80 bin kişinin olması, çok üzücü. Olan biteni iyi anlamak, bir sonraki saadet zinciri dolandırıcılığını önlemeye de yaramalı.

Saadet zinciri türü dolandırıcılıklara kanmanın psikolojisinde, farklı coğrafyalarda farklı kültürel faktörlerin baskın olması muhtemel. Yoksa, 2008'de ABD'de Bernie Madoff'a milyarlarca dolar kaptıran, finansal okur-yazarlığı yüksek insanları nasıl açıklayabiliriz?


Son olarak, konuyla daha derinden ilgilenenler için bir kaynak önerisi:

Boston Üniversitesi'nden hukuk profesörü Tamar Frankel'in, saadet zinciri sahtekarlıklarının tarihçesini ve gerek faillerin gerekse mağdurların psikolojilerini inceleyen kitabı Ponzi Scheme. (Ponzi Bilmecesi olarak çevirebiliriz, ancak kitap henüz Türkçe olarak yayımlanmadı.)